Orijinal imzalı baskı 88/100, 50x70 cm, 2018, çerçeveli
Türk ressam İbrahim Balaban 1921’de Bursa’da doğdu. Doğduğu köyün (Seçköy) üç sınıflı ilkokulunu bitirdikten (1931) sonra, çobanlık, tarım işçiliği yapan, taş kırma işinde çalışan İbrahim Balaban, önce bir kaçakçılığa adı karıştığı için (1937), sonra da adam öldürme suçuyla (1942) tutuklandı.
Cezaevinde Nazım Hikmet’i tanıyıp ondan resim yapmayı öğrendi. 1950’de çıkan aftan yararlanarak serbest kalınca, İstanbul Maya Galerisi’nde açılan bir karma sergiye katıldı. 1953’te gene İstanbul’da düzenlediği ilk kişisel sergisiyle, toplumsal gerçekçi akıma yöneldi.
“Birinci dönem” adını verdiği bu sergiyi, 1959 yılından başlayarak çeşitli aralıklarla Ankara ve İstanbul’da açtığı öteki dönem sergileri izledi.
1961’de İstanbul’da Yeni Dal Grubu’na katıldı. Özellikle üçüncü ve dördüncü dönem sergilerini, büyük iller dışında Bursa, Denizli, Aydın, Konya, Burdur ve Antalya’ya da götüren sanatçı, bu dönem resimlerini “Dağınık”, “Nakışsı”, “Ağıraksak” gibi özgün adlar altında topladı.
1979-1980 yıllarında Almanya ve Hollanda’da kişisel sergiler açtı. 1982-1985 arasında çeşitli resim dizileri (Yaşam Kavgası dizisi, 1984; vb.) gerçekleştirdi. 1985 sonu ve 1990’da açtığı sergilerde özellikle Anadolu kadınlarına geniş yer ayırdı (Sivaslı Zühre, vb.). Sanata ve toplumsallığa ilişkin görüşlerini, düşüncelerini Balaban (1962), İz (1965), Şair Baba ve Damdakiler (1968), İzdüşümü (1969) adlı kitaplarında kendine özgü bir anlatımla dile getirdi.